Özgürlük - Kalıpsallık

Tam bağımsız özgürlük nedir ? 

Yüzyıllardır devam eden ve tanımına her gün yeni bir fikir eklenen her insanın, hayvanın sahip olması gereken yaşam biçimi. Al sana tez konusu ! Neden sürekli tanımına yeni şeyler ekleniyor ? Misal özgürlük yüzyıl önce sadece bağımsızca hareket etmek iken sonralarda "senin özgürlüğün benim özgürlüğümü kısıtladığın yerde biter" e kadar geldi. Şimdilerde ise daha kapsayıcı oldu "Bugün sana dayatılan şeye ses etmezsen yarın dahası da gelir ve özgürlüğün kısıtlanmakla kalmaz elinden alınır." Maalesef kötü bir haberim var, özgürlük denen şeyin sosyal medya yüzünden bir anlamı kalmadı.  

Peki kalıpların dışında yaşamak nedir ?

İnsanlara toplum olarak biçilen kalıplar mevcut. Şu an büyük kanallarda çıkan ve milyonların izlediği dizilerin bile ana konusu bu, KALIPLAR. Bir dizide dizide ki kadınlar aldatılıyor, hor görülüyor, aşağılanıyor ama aşk güzellemesi yapılıyor. Diğerinde Seküler aile ile Muhafazakar ailenin kapışmasını izliyoruz. Ayrıştırma desen var, bayağılık desen baştan aşağıya öyle ilerliyor, hazır kitleyi elimize aldık bütün tuşlara aynı anda basalım demişler ve ne kadar hassas noktamız varsa dizide yer vermişler. Gerçek hayattan alınmıştır haa unutmayın ! 

Kimse mükemmel değil, beşeriz şaşmak bizim genetiğimizde var, fakat azıcık çenemizi tutabiliriz. Kadınların ve erkeklerin ne giydiklerine, bedenleri üzerinde ki özgürlüklerine karşı susacağız. "Annesin sen bu böyle ol" Erkeksin sen şu kılığa bak bıdı bıdısını bırakacağız. "Çocuklar kötü etkileniyor." Güç elindeyken canım kardeşim bas kumandaya izleme, bas engeli internette görme ve dahası canım kardeşim ömrünü avuç içi kadar ekrana "hiç" etme. 

Dün bir söz duydum, Başarının gıdası niyet, Zihnin gıdası Sükunet, Bedenin gıdası oruç.

Erteleme Ötele Sendromu

 Her şeyi erteleme öteleme durumuna pek anlam veremiyorum. Yanlış yoldayım fakat yol çok güzel diyorlar ya hah o evredeyim. Erteleye erteleye 36 olduk iyi mi ? Dönüp baktığımda iyi ki yapmışım ya dediğim bir durum yok maalesef. Başladığım onlarca hikaye yarım kalmış, yapmak istediğim elişi motifi bile ortada kalmış yetim misali.

Her pazar ve cuma nedense yapmadığım şeyler aklıma gelir. Cuma günü olunca ' yine sıfır eforla bitirdik haftayı, bu hafta sonu güzel plan yapayım pazartesi başlarım.' Pazar günü olunca planın son aşamaları tamamlanır ertesi güne heyecan ve istekle uyanılır. Alarm çalar saat 6,30 evet 6,30 da neden kalkıyorum derseniz bende bilmiyorum ona bir ara değinirim. Sonra tık kalkıyorum, elimi yüzümü yıkıyorum diye devam etmicem direkt geri yatıyorum ya bu saatte neden uyandım ben diyerekten gömülüyorum yastığa.

Sonra ikinci alarm sesine kalkıyorum ohooo saat 7 olmuş sanki 3 gündür uyuyor muşum gibi kalkıyorum. Kahvemi koyuyorum, bilgisayarı açıyorum hemen yazı yazmaya başlıyorum demek isterdim ama maalesef telefonu elime alıp, sosyal medyada videolar izleyip, gözümde kalan son düzgün hücreleri de kulaklarımdan akıtıyorum. Valla bravo bana. 

Peki bunu yaptığımı ne zaman fark ediyorum. Ya şarjım bitiyor ya da kızım uyanıp anne napıyorsun dediği zaman idrak ediyorum. Ben onun yaşındayken sosyal medya yoktu, ne güzel çocukluk geçirdik sürekli oyunlar eğlenceler ( Travmalarımı sonra anlatırım) derken bu yaşa geldik.

Evet yine bir cuma günündeyiz. Planlarımızı yapalım. Pazartesi başlayalım. Hazır mıyız gençler ? 

Mayıs Dump!

 Mayıs ayını genelde sevmem. Peki de neden dedim?

Nedenlerimi sıraladım kendimce;

Mesela bu ayda doğdum o yüzden sevmiyorum.(tek başına yeterli sebep)

 Babam bu ayda doğmuş (köy yeri kesin bilgi değil ayrıca babam boğa gibi durmuyordu kesin kovaydı) ondan biraz seviyorum.

 Anneler günü bu ay içinde kutlanıyor ondan sevmiyorum ve babam bu ayda vefat etti o yüzden nefret ediyorum.

Peki Mayıs ayı nasıl geçti ? Çok ilham vericiydi, hemen onları da sıralıyorum;

Bu ay kitap okumaya çalıştım(yalan ilk sayfadan bıraktım)

Egzersiz yapmaya çalıştım(külliyen yalan), 

Film izlemeye çalıştım(tv de Kemal Sunal filmleri izlendi), 

Kuzumla ilgilendim(7/24 bakım hizmeti, çünkü çocuk anneye zimmetli!), 

Genel kültür adına konsere gitmeye çalıştım(düğünlerde ki yerel sanatçılar izlendi). 

Bu ay verimli geçti, bol bol olumladım kendimi. Tabi efendim sürekli güzel düşünceler içerisindeydim.(duygusal yiyici olduğum için diyet falan da yalan oldu)

Tahmini 3 kilo verdim (hayır 5 kilo aldım.)

Çok güzel geçi(ri)yorsun 2023 !

Darısı 2024'ün başına. 

İdare Edemem Anne !

Yıllar evvel bir ufaklığın bu haklı isyanı o kadar meşhur olmuştu ki,  ana haber bültenlerinde bile yayınlanmıştı. Tabi bizim nesil bu laflara pek alışıktır, hele bir de aile kalabalıksa hep idare edilirdi. "Bu ay idare et bir daha ki ay alırız, bak diktiririz bunu yeni gibi olur, masrafa gerek yok." ve daha nice teskin edici sözler. Biz hiç idare edemeyiz demedik idare ettik, mecbur ediyoruz.

Geçen aylarda (senesi gelecek) kahve makinamın sürahi kısmı, adından emin değilim kahvenin filtre edilip içe aktığı kısım, kırıldı. Marka modeli yazmama rağmen maalesef yedeğini bulamadım, tabi makinem pek yeni sayılmaz, ablamın kayınvalidesi yıllar evvel Almanya'dan gelirken getirmiş. Markası Türkiye'de yok, yabancı sitelerde marka var ama yedek parçası yok. İdare ediyordu beni, hatta hiç üzmedi tatlışım benim, kendisini severek kullandım.

Şimdi yenisini almak istesem de her geçen gün almak istediğim makinaya uzaklaşıyorum, daha doğrusu makine benden koşarak uzaklaşıyor. Hem uygun olsun hem de işimi görsün aman ya dediğim bir kaç markaya bakıyorum fakat yorumlar öyle abartılı ki, memleketimde herkes kahve gurmesiymiş meğerse. Tamam bende gurme değilim ama en azından sonradan gurme olmadım :) (ehehe iyi güldüm.)

Herkesçe bilinen zincir kahve dükkanlarında içmek için de bütçe ayırmak gerek, her gün içmek istesem asgari ücretin üçte biri kadar ediyor. Kahve dükkanında işe başlamak fikri çık aklımdan.

Bir bardak kahve keyfimiz var onu da huzurla içeyim dediğim için kapsül kahve makinalarına baktım. Marka olarak çok seçenek yok, en çok tavsiye edilmiş olanına baktım onunda bir karış boyu var ama yuh para istemişler, tabi kime söylediysem fiyat normal diyor, " artık ne ucuz ki, bu fiyata bulursan bana da al" gibi yorumları kusura bakmayın normalleştiremem. "İçme o zaman" diyeni duydu bu kulaklar. Tamam efendim, olur efendim, emredersiniz efendim.

Yabancı kaynaklara bakıyorum bizim fiyatların yanında komik bir fiyat çıkıyor, birim olarak hesaplamıyorum, o konuya girmiyorum bile silivri soğuk ıssız ve karanlıktır eminim, direkt Türk parası bazında çeviriyorum orası yine ucuza geliyor, akıl alır gibi değil. Tamam ekonomist değilim ama bu idare edilecek durumu da geçti. Elime kocaman hoparlör alıp "idare edemem anne" diye bağırasım var.

Ah Pedro üzümlü kekim..

 Bu sene kesinlikle Pedro Pascal'ın senesi diyebiliriz. Hangi platformu açsam dizisine ya da filmine denk geliyorum, hepsi de başarılı işler doğrusu. 

Tabi benim gibi eskiden tanıyanlar vardır, Game of Thrones'da ikonik kavga ve sonrasında ki sarsıtıcı sahnenin sahibidir kendisi. Dizide ömrü çok uzun olmasa da akılda kalıcı oyunculuğu onu bu günlere taşıdığını düşünüyorum. 

Şu sıralar herkesin dilinde olan aynı isimli oyundan uyarlanan HBO dizisi The Last Of Us ve aynı dönemde Disney+ yayınlanan The Mandalorian dizileri ile gündemde kendisi. TLOS 'da ki oyuncu partneri de yine GOT da efsane sahnesi olan Bella Ramsey. İki dizide kariyeri için harika bir yol gibi.

En son Nickolas Cage ile olan filmini izledim, ahh Pedro üzümlü kekim, her rolünde altından kalkıyorsun. Her sene bir oyuncuya takılırım bu sene sendeyim Pedro :) benim gibi milyonların olduğuna da eminim. Güzel yapımlarını bekliyorum. 

Bugün doğum günüymüş meğersem :) okumayacağını bilsem de İyi ki doğmuşsun o zaman :)

e nerede kalmıştık ?

Aile neden önemli ? 

Coğrafya kader midir ?

İnsan doğduğu aileyi seçemiyor ama kendisinin insan olduğunu fark ettiği yaşa geldiğinde, birey olarak nasıl biri olacağına karar verebileceğini idrak ediyor. harika bir aydınlanma süreci aslında. 

benim aydınlanmam için ömrümün belki de yarı yaşına gelmiş olmam gerekliymiş. çocukluğuma inip altında ki ailesel, çevresel, fiziksel travmaları düşündükçe bu yaşa kadar iyi gelmişim diyorum. canım kendim, güçlü bir savaşçı olduğun için seninle gurur duyuyorum. 

Canım Kendim- Şimdi ne yapıcaz peki dedim kendime. 

İç ses- E Allah sağlık sıhhat verdikçe, hayallerimizi bir bir gerçekleştiricez. 

C.K-nedir bu hayaller peki ? 

İ.S- canım kendim sen bu ara çok soru sormuyor musun sence ? 

C.K- evet hayallerimi yazıp en önemlileri sıralamam ve sonrasında önünde ki engelleri kaldırmalıyım. İ.S- bak demek ki sorunun cevabını biliyor muşum. 

C.K-e engel kalkmazsa ?  

İ.S-üstünden atlarız olur biter ne dert ettin. 

C.K-e bu engeller çok yüksekse ? 

İ.S-merdiven dayarız sonrasında hooop atlarız aşağıya, Allah Kerim. 

herkese akıl verirken bir psikolog bir öğretmen edasında tavır alan ben iş kendime gelince aman Allahım tam bir ergenim evet bildiğiniz kimlik kargaşasında bir ergen. Şükürler olsun ki ergenlikte kalmış,

C.K.- Peki seni ergenlikte durduran neydi ? demesin mi ?

İ.S.-çocukluğuma inseydi oradan geri gelmek zor olacaktı, ergenlik yakın dönem oradan bir daha başlayabilirim. umarım sivilcelerim çıkmaz ya da konuşmam lise yıllarımda ki concon kızlar gibi olmaz. 

sonuç olarak nerede kalmıştık ?

Acı

Yazmak istiyorum.

Fakat yazamıyorum.

Çünkü elerim uyuşuyor, parmaklarım kitleniyor, gözlerim doluyor, burnumda bir sızı oluşuyor.

Ağlamak ne kadar yükse ağlamamak daha fazla yükmüş.

İyiyim demek en azından insanlara öyle göstermek gibi bir görevim varmışcasına sakinim.

İnsan olduğumu unutuyorum, günlük rutinimin arasında geçiyor zamanım, anlamadan.

Sevdiklerimi kaybetmek, farkına sonradan vardığım ve asla dolduramadığım boşlukları oluşturdular.

Boşluk diyorum onlara çünkü hangi kelimelerle anlatsam bilemedim.

Bütün hislerim ve bedenim havada asılı kalmış balonlar gibi öylece duruyor

"Haykırmak istiyorum, konuşamıyorum, konuşursam göz yaşlarım beni boğacak." 

Sonrasında şarkı dinliyorum, sözleriyle beni gerçekliğe bağlayan, hislerimi yüzüme vurarak anlatan

Birileri de benim gibi hissetmiş, kelimelere dökmüş, müzikle işlemiş, dinleyince anlıyorum.

Anlıyorum hislerim gitmeyecek, dinmeyecek ve asla bitmeyecek.

Etrafında oluşacak hayatımı, kontrol edebildiğim kadarını en azından, sevmeliyim

Bugün yeni hayatımın ilk günü gibi düşüncelere kapılmıyorum, yoruyor böyle düşünceler beni

Çünkü sağlıkla uyandığımız her gün hayatımızın yeni günü, ilk günden farkı sadece yaş almamız

Yani aniden ağlamakta benim, gülmekte, gülmekten ağlamak bile benim, surat asmakta benim

Hepsi benim.